EL ZÂHİR ESMASI

Toplumda, Allah’ın 99 esması var diye anlatılır.

Oysa Kur’ân incelendiğinde 300 ün üstünde esma ile karşılaşırız.

99 isimden bahseden, Tirmizi ile İbn Mace’dir.

Onların da oluşturduğu Esmalar listesinde de farklılıklar vardır.

İbn Mace, Esmalar metninin sonuna “El-Ehad” ismiyle sayıyı 100’e çıkarmıştır.

Tirmizi’de bulunan yirmi beş isim, İbn Mâce’de yoktur.
İbn Mâce’de yer alan yirmi altı isim de, Tirmizi’de yoktur.

İki listenin toplamında ise 125 isme ulaşılmaktadır. (Bekir Topaloğlu, Esmâ-i Hüsnâ, D.Ġ. A. 11, 406, 407.)

Ca’fer-i Sadık 111 isim belirtmiştir.

Burada (1-1-1) üç bir 3 sırra işaret eder. (Fiilinde 1, Sıfatında 1, Zâtında 1)

İbnu’l-Vezir, Kur’ân’dan 155 isim tespit etmiştir.

Musevilikte Esmaü’l-Hüsnâ olarak 72 isim geçer.

99 isimde geçmeyen, ama Kur’ân’da geçen bazı isimlerden örnekler.

Şâfii: Şifâ veren, şefâat eden, iyileştiren

Asım: Günahlardan koruyan

Mirsat: Gözetleyen, gözlerden, varlıktan her an gözleyip duran

Fadıl: Fazilet sahibi, lütufların sahibi

Münir: Nurlandıran, tüm varlıktan ışığını yansıtan,

Mürşit: Tüm varlıktan ilmiyle irşat eden,

Gâlib: Üstün, tüm varlığa hükmeden, başarılı, başarılı olan, varlıkta hükmünü gösteren, nitelikleriyle varlığa hakim olan

Zâkir: Zikreden, tüm varlıktan her an zikrini gösteren, her varlıktan seslenen.

Evliya: Her şeyi ile dost olan, dostluğunu her şeyden gösteren.

Allah’ın esmalarını sınırlandırmak doğru değildir.

O’nun sonsuz esması vardır demek daha doğrudur.

Her varlığın esma boyutu vardır.
Her esmanın kendine mahsus açılımı vardır.
Tohumda ne varsa, açığa o çıkar.
Tohumun özünde, ağaca ait olan esmalar boyutu vardır.

Tohumdan çıkan filizin kendine göre esması, yaprağın kendine göre esması, dalın kendine göre esması, çiçeğin kendine göre esması ve meyvenin kendine göre esması vardır.

Esmȃ “sema-smy- kökünden gelir.
Sema, semi, ism, esma, aynı kökten gelen kelimelerdir.

Sema-Semi: Gökyüzü, Ulvî âlem, varlığın geldiği boyut, Tin boyutu, Öz boyutu, işitmek, işittirmek, gibi anlamlara gelir.

İsim-İsm: Nam, ad, işaret, varlığı birbirinden ayıran incelikler, özellikler, sıfat boyutunun işaretleri.

İsm, aynı zamanda günah, suç demektir.
Esma’yı kendine nisbet etmek, günahtır, hatadır, suçtur.

Her varlık, esmasal boyutun açığa çıkışıdır.

A’râf Suresi 180:…. “esmâul husnâ ” …..
“Ve lillâhil esmâul husnâ” “İsimlerdeki tüm güzellikler Allah’ındır.

Varlık, rûh boyutundan gelen üflenişe göre şekillenir.
İşte o şekillenme, rûh boyutunda olan esmaya göre şekil bulur.
Göz göz olarak, kulak kulak olarak, dil dil olarak şekillenir.

Bu şekillenme, Allah’a ait olan işaretleri gösterir. Yani Allah’a ait olan esmaların açığa çıkışıdır.

Her varlıkta, hem benzer esmalar, hem de farklı esmalar tecellisi vardır.
Her esmanın, ilâhî bir tınısı, ilâhî bir frekansı, ilâhî bir akışı vardır.

Varlık, bu akış ile şekillenir, esmalanır.

Şimdi ” El Zâhir” esmasından bahsedelim.

Hadîd Sûresi 3: “Hû el zâhiri” “Zâhir O’dur-Görünen O’dur”

Görünen O’dur, yani zâhir olan Allah’tır.

Allah zâhirdir, yani görünür ne demektir?
Allah hangi boyutuyla görünür?

Allah, insanın kendinden ve her varlıktan her an apaçık görünür.

Bir tohumu düşünelim; tohumun içinde ağaç vardır, ama görünmez.
Tohum yarılıp, filizden ağaca akış başlayınca, tohumun içindeki zâhire çıkmış olur.

İşte, Allah’ta kendinde idi, kendinden kendini zâhire çıkardı.

Bu görünen âlem, onun apaçık zâhire çıkmış boyutudur.

Fakat bu görünen boyuta Allah demek, Allah’ı sadece zâhire kayıt etmek demektir.

Allah’ın, evvel yönü, âhir yönü, zâhir yönü ve bâtın yönü vardır.

Bu dört boyutu anlamak, Allah hakikatine ermektir.

Bu görünen âlem O’nun “El Zâhir” esmasının tecellisidir.
Bu görünün boyut, O’nun zâhire çıkmış boyutudur..

Bu âlem; görünen, görünmeyen, evvel, âhir yönüyle O’ndan başka bir şey değildir.

Varlığın sûret boyutu, O’nun zâhir boyutudur.
Zâhir boyutunda her an bir değişim vardır.

İşte Allah “El Zâhir” esmasıyla her an görünmektedir, her an tecelli etmektedir.
O’nun zâhir boyutuna; beşer denilir, sûret denilir, Dünya denilir, Evren denilir, tecelliler boyutu denilir.

Zâhir boyutunun içinde, bâtın boyutu vardır.
Bu boyutlar evvelden âhire her an akar durur.

İşte özden açığa çıkmış boyuta zâhir boyutu denir.
Tohumun özünden açığa çıkana ağaç denildiği gibi.

Allah “El zâhir” esmasıyla kendini aşikâr eyler.
Allah “El zâhir” esmasıyla kendini zâhir eyler.
Allah “El zâhir” esmasıyla kendini her an gösterir.

O’nu gören de O’dur.
Aynada kişinin kendini gördüğü gibi.
Allah’ta varlık aynasından her an kendini görür.

Gizli hazine idi, zâhir olmak istedi
Allah kendi özünden, kendini halk eyledi.

Beşer denen âlemde, zâhir oldu göründü.
Kendinde ne var ise, onu aşikâr eyledi.