REGÂİB SIRRI

Senede bir kez hatırlatılan regâib hangi boyutun kapısıdır?

Regâib, senede bir gün kutlanan bir kandil midir?

Yoksa daha derin bir mânâ mı içerir?

Regâib hangi boyuta açılan bir kapıdır?

Yavuz Sultan Selim döneminde, minarelerde kandiller yakılarak, kandil kutlamaları başlamıştır diye bilinir, bu doğru mudur?

Yavuz Sultan Selim öncesi, “Regâib, Miraç, Berât” halk arasında bilinmez miydi?

Bunlar hep Yavuz ile mi başladı?

Önce “Regâib” nedir? Anlamaya çalışalım.

Regâib: “Reğabe” kelime kökünden gelir.

“Reğabe”, kelime olarak; teveccüh etmek, rağbet etmek, yönelmek, arzulamak, Hakk’ı anlamayı istemek, ilgi duymak, meyletmek gibi anlamlara gelir.

Kur’ân’da 8 yerde geçer:

Tevbe Sûresi 59: “İnnâ ilâ Allâhi râgıbûn…”
Meâli: “Biz sadece Allah’a teveccüh ederiz…”

Kalem Sûresi 32:”İnnâ ilâ Rabbinâ râgıbûn…”
Meâli: “Biz sadece bizi vücudlandırana teveccüh ederiz…”

Teveccüh, vech yani yüz demektir.
Yani teveccüh, yüz yüze demektir.
Yani kendi vücûd yüzünde, Hakk’ın yüzünü görme sırrıdır.

İşte, Regâib, teveccüh sırrıdır..
Regâib, yöneliş sırrıdır..
Regâib, enfûs boyutuna olan yolculuğun başlamasıdır, yani insiye olma sırrıdır…

Hazreti İdris’ten beri gelen teveccüh sırrıdır.
“İdris-Ders-Dershane-Medrese-Müderris” benzer anlamlar içerir.

Hazreti İdris’in oluşturduğu, kendi özüne ve varlığın özüne yöneliş sırrı “Regâib” sırrıdır.

Regâib:
Teveccüh sırrıdır.
Kendi özüne dönüş sırrıdır.
Kendi aslını arama yolculuğu sırrıdır.
Hamd boyutuna açılan bir kapıdır.
Hamd, Tevhîd sırrıdır, bütün varlığı nitelikleriyle tutan, Allah’ın teklik sırrıdır.

Regâib; kendi asliyetinin arayışına düşen kişinin gönlünde açılan bir kapıdır.

Allah nedir, hakikatinin arayış yolculuğuna başlamanın kapısıdır…

Gönül rahmine düşüp, doğuş yolculuğunun kapısıdır.

Regâib: İnsanın gönlünde Muhammed nurunun uyanışının başlamasıdır.

Bir Mürşid-i Kâmil’in elinden tutup, teveccüh edip, İlm-i Tevhîd derslerinin tebliği ile başlayan, sırlar yolculuğun kapısıdır.

Kendi vücûduna dönüp, ten kapısından girip, cân boyutuna adım atmanın sırrıdır.

Senede bir gün yapılan hatırlatma, hakikatini düşündürmek için yapılan bir uygulamadır.
Ve çok hoş bir uygulamadır.

Allah’ı hatırlatan her şey güzeldir.
O’nu hatırlatmak için yapılan uygulamaları, düzenleyen kimseler Kâmil kimselerdir, hepsinden Allah razı olsun.

Kendini bilmeyi, geldiği özü bilmeyi düşündüren Kâmil kimseler, hep toplumda; rahmet, kardeşlik, barış olsun, zulüm olmasın, kimse kimseye kötülük yapmasın, gayreti içinde oldular.

Hatırlatmalar içinde oldular, onlar topluma yol gösterdiler, Rahmânî alana kapılar açtılar.

Allah hakikatini anlamaya yol açtılar, bununla ilgili hatırlatmalar yaptılar.

Allah’ı unutan kişi, kibre düşer, benliğe düşer, halktan kopar, ben egosuyla yaşar.
Ne mutlu Allah’ı hatırlayanlara, hatırlatanlara.

İşte senede bir gün yapılan “Regâib” hatırlatması, kendi özüne dönüp, şah damarından yakın olan Allah’ı idrak etme, ona yönelme, O’nun vechîni görme sırrıdır.

Gönül rahmine düşenlerin, kendi doğuşuna şahit olanların regâibi mübarek olsun.
Gönül yolculuğu başlayanların regâibi mübarek olsun.
İnsan gönlüne sığan, o gönüldeki Allah’a teveccüh edenlerin regâibi mübarek olsun.

Regâibiniz mübarek olsun…