HAKİKATTE KURBAN
Hakikat cihetiyle kurban nedir.
Allah’a hayvan kurban etmek nedir?
Allah insandan hayvanın kanının akıtılmasını, etinin yenilmesini mi istemiştir.
Kur’ân cihetiyle kurban nedir?
Kurban hayvan kesmek midir?
Kurban kan akıtmak mıdır?
Kurban senede bir kez, Allah’a yapılan bir ibadet midir?
Allah bizlere; koyun, keçi, öküz gibi hayvanları kesmemizi mi, onların kanlarını akıtmamızı mı emrediyor?
Çok tanrılı inanç dönemlerinden gelen bu adetlerin Allah’a isnat edilmesi doğru mudur?
Eski Yunan’da inandıkları tanrı Zeus’a kurban keserlerdi.
Aztekler, Mayalar ve İnkalar, inandıkları tanrılar için insanı kurban ederlerdi.
Eski Romalılarda büyük felaketlerde hemen kurban kesilirdi.
Ve özellikle insan ve hayvanların ilk yavruları kurban edilirdi.
Hititlerde de kurban adetini görüyoruz. Boğazköy metinlerinde ilk doğanların ya da ürünlerden ilk çıkanların kurban olarak sunulduğunu görüyoruz, çünkü tanrıların ilk ler sunulduğunda hoşnut olacağı inanılırdı…
İlk dönem Musevilerde kurban adetini görüyoruz daha sonra ise kaldırıldığını görüyoruz.
İlk dönem Hristiyanlarda da kurban adetini görüyoruz.
Sonra Pavlus, Hazreti İsâ’nın çarmıha gerilmekle büyük kurban olduğunu söyleyip onların da kurban adetini kaldırdığını görüyoruz..
Eski Hindistan’da Brahman diye oluşan kahin sınıfı, ölen insanların Ruhlarının kurtuluşa ulaşmaları için kurban kestirirlerdi. İnandıkları tanrılara keçi, inek, insan kurban ederlerdi…
Eski Mısır’da tanrılara kurban olarak, bakire kız çocukları ve erkek çocuk kurban edilirdi. Bundan maksat masumiyet inancıydı.
Sümerliler kurbana çok önem verirlerdi. Hatta tapınaklarında bir tören halinde yaparlardı.
Sümerliler de kan akıtılması çok önemliydi. Akıtılan kanın tanrılara yakınlık olduğuna inanılırdı.
Eğer akan kan düz olarak akarsa kurban kabul edilmiş sayılırdı, eğer eğri akarsa kurban kabul edilmemiş sayılırdı.
Müslümanlıkta ise bu adet Hazreti İbrâhîm’in bir şeriatı olduğuna inanılır ve aileden çocuklara devam eder gider.
Müslümanlıkta ilk devrelerde kurban kesme adeti yalnız Hacc döneminde ve yalnızca Mekke’de yapılırdı, fakat daha sonra her yere yayıldı.
Mezheplere göre farz değildir, kimine göre vaciptir kimine göre sünnettir.
İncelediğimizde anlıyoruz ki, kurban her toplumda görülüyor.
Elbette insanlar, inandıkları tanrı ya da tanrılara çeşitli şekilde ibadetler ediyorlar.
Ve kurban’da bir ibadet olarak görülmüştür.
Peki, Kur’ân’i mânâda kurban ne anlama geliyor.
Kur’ân’da kurban nasıl açıklanıyor.
Kurban, “Kurb” kelime kökünden gelir, “Yakınlık” demektir.
Akraba kelimesi de buradan gelir.
Kur’ân’da; Kurb, karîb, akrebu, kurban gibi kelimeler defalarca geçer.
Kurb: Yakınlık anlamındadır
Mukarreb: Yakınlaşmış anlamındadır.
Kâf Sûresi 16: “Ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîd”
Meâli: “Biz ona şahdamarından daha yakınız.”
Bakara Sûresi 214: ”E lâ inne nasr Allâhi karîb”
Meâli: ”Yakınlığı anlamak isteyenlere Allah her zaman yardım eden değil midir?”
Kur’ân’ı incelediğimiz zaman anlıyoruz ki kurban “Yakınlık” anlamındadır.
Peki, hayvan kesmekle Allah’a yakın olabilir miyiz.
Yakınlıktan maksat nedir.
Kul Allah birbirinden ayrı mıdır?
Yoksa insan bir zan içinde kendini Allah’tan ayrı mı görmektedir.
Bir çok kâmil insan bu yakınlığı şiirlerinde dile getirmişler.
Fuzuli:
“Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem îyd için
Dem be dem sâat be sâat ben senin kurbanınam”
Yani” Halk senede bir kez ibadet için hayvan keserler
ben ise her an Allah’a kurban olarak yaşarım” demiştir.
Yunus Emre:
“İsmail’im, Hak yoluna canımı kurban eylerim,
Çünkü bu can kurban sana, ben koç kurbanı neylerim” demiştir.
Kâmil insanlar ne güzel belirtmişler.
Hakikatte kurban kişinin ben egosundan kurtulması, canının sahibinin Allah olduğunu anlaması ve ona kendini kurban etmesi.
Kurban’ın hakikat ciheti, kişinin Allah’ı yakınlık sırrıdır.
Bu sır mesafesizliktir.
Kişi zanneder ki, kendisi ayrı Allah ayrı.
Oysa canlı kitap olan kendi vücudunu ve varlığın vücudunu ilm-i olarak incelediğinde kişi anlarki Allah ile arasında bir mesafe yoktur.
Kur’ân’ı dikkatlice incelediğimizde anlıyoruz ki kurban, hayvan kesmek anlamında değil, kendi hayvani varlığından geçmek, Allah’a yakınlık sırrına ermek anlamında olduğunu görüyoruz.
Allah bizleri “Kurb-Kurban” sırrına erenlerden eylesin.
Kendi canımızı ona kurban edenlerden eylesin.
Ben egosundan kurtulup, O’na teslim olanlardan eylesin.