EBU LEHEP KİMDİR

Ebu leheb diye bizlere hep, Hazreti Muhammed’in amcasıdır diye öğrettiler.
Oysa onun asıl adı Abdulaziz’dir.

Peki ebu leheb denilen kimdir o zaman?
Ebu leheb: Alevlerin babası, alevli ateş, yakıp yıkıcı haller, zarar verici, rahatsızlık verici, etrafına zarar veren, etrafını ateşe salan gibi anlamlara gelir.

Ebu leheb kişinin kötülük saçan hallerine verilen isimdir.
Buna şöyle örnekler verebiliriz.
Toplumda biri için “çok hınzır kişi” dediğimiz zaman, hınzır bir kişinin adı değildir. Hınzır; etrafına zarar verme halleridir.
Domuza da hınzır denilmiştir.
Çünkü bağlara, bostanlara, bahçelere zarar verdiğinden dolayı, Domuza hınzır denilmiştir.
İşte bir kişi, etrafına zarar veriyorsa, bozup dağıtıyorsa, gönülleri ilimden irfandan uzaklaştırıyorsa, o kişiye hınzır denilmiştir.

Biri için “zalim kişi” dediğimizde, kişinin adı zalim değildir.
Zalim; çevresine zulüm yapan, kötülük yapan demektir.
Her kim çevresinde zalimlik yapıyorsa, o kişinin adı ne olursa olsun, o kişiye zalim kişi denilmiştir.

Arsız kişi dediğimizde, arsız kişinin adı değildir.
Arsız; ölçüsüz, yakışıksız, nazik olmayan, karşı tarafa saygısızca davranan demektir.
Kim bu davranışları sergiliyorsa, o kişiye arsız kişi denilmiştir.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

İşte ebu leheb de bir kişinin adı değildir.
Kişinin etrafına; fitnelik, fesatlık, hasetlik, kibir gibi kötülük ateşi saçtığı hallerdir.
Zaten sûrede; “Se yaslâ nâren-ateşe yaslanır” bilgisi ile bu gerçek bildirilir.
Her kim etrafına, ateş halleri olan, yakıp yıkıcı hâller sergiliyorsa, o kişiye ebu leheb denilmiştir.

Tebbet Sûresinden sunulan mesaj, Hazreti Muhammed’in amcası için değildir.
Her kim etrafına zalimlik ateşi saçıyorsa, onlaradır.
Sûrede, kişinin etrafına saçtığı zulüm ateşinin söndürülmesi emredilir.

Hazreti Muhammed’in amcasının adı Abdulazizdir.
Ebu leheb, Hazreti Muhammed’in amcası değildir.
İçinde her türlü kötülük ateşi taşıyan kişinin hâlidir.
Bu haller tebbet olmalı, yani kurutulmalı, yok edilmelidir.
Ebu leheb hâli bitmeden Müslüman olmak mümkün değildir.

Hazreti Muhammed’in amcası denilen kişiyi “Ebu leheb” diye öğrettiler.
Amcası ve karısını Kur’ân tarafından lanetlenmiş kişiler olarak ilan ettiler.
Amcası ve karısının, Hazreti Muhammed’e düşmanlık yaptığını söylediler.
Birileri bunları topluma yaydı ve bizler de maalesef ki inandık.

Oysa ebu lehep kötü lakaptır.
Allah, bir âyetinde “kötü mahlas, lakap takmayın” derken (Hucurât Sûresi 11) başka bir âyette buna kendisinin uymaması düşünülemez.

Yıllarca bizlere Hazreti Muhammed’in amcası ebu leheptir, Allah ona lanet etmiştir, kötü mahlas takmıştır diye anlattılar.
Ve bizlerin içine, gerçeği araştırmak yerine, bir kişiye ve onun eşine karşı öfke, kinle bakmamıza sebep oldular.

Oysa sûrede geçen hakikat, kişinin ebu leheb halleri idi.
Yani etrafına fitnelik, gurur, kibir, kin, nefret ateşi saçan kişilerin bu hallerini kurutması, yok etmesi emri idi.

Tebbet kelimesini incelediğimizde anladık ki içimizde olan, her türlü zulme yol açan, duygu ve düşüncelerin kurutulması gerekir.
Tebbet; kurutun, söndürün, yok edin, aktifliğini bitirin demektir.
Yani kişi, etrafına zulüm saçan her türlü, duygusunu, düşüncesini, eylemini, kurutmalı, söndürmeli yok etmelidir.

Müslüman olabilmenin önündeki engel, kişinin ebu leheb halleridir.
Bu sûrede sunulan hakikat, kişinin bu hallerini bitirmesi emridir.
Çünkü bu haller, toplumda zulme, kötülüğe, düşmanlığa, ayrımcılığa yol açar.

İşte her kim etrafına, fitnelik, fesatlık, hasetlik, ayrımcılık, zulüm ateşi saçıyorsa o ebu lehebtir