TÂRIK SÛRESİNDEKİ MUHTEŞEM BİLGİLER
HEPİMİZ IŞIĞIN MADDE OLARAK GÖRÜNTÜLERİYİZ
1- Ulvî Âlem ve ondan yansıyan nura.
2- İdrak ettin mi o güçlü nurun ne olduğunu?
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
…
…..
Muhteşem..
Zihnimizin anlayamayacağı muhteşem bilgiler…
Görünen bu Âlem nedir?
Bu Âlem kaç boyuttur?
Görünen ve görünmeyen Âlem nedir?
Görünmeyen Âlem; yani Ulvi Âlem yani Ruh-Nur-Hiçlik boyutu…
Görünen Âlem; yani beşeri boyutu yani fiziksel, kimyasal, biyolojik, bedenler boyutu
Görünen Âlem; görünmeyen Âlem’den gelen ışık ve ışığın içinden gelen hayat boyutu..
İlk ayetteki belirtilen bizi bizden alan bilgi;
1- Ulvî Âlem ve ondan yansıyan nura.
Evet, Ulvî Âlem-den yansıyan Nur…
Peki nedir bu Nur?
Nasıl bu nuru anlayacağız?
2- İdrak ettin mi o güçlü nurun ne olduğunu?
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
O nuru anlamamız için ışığı anlamalıyız
Işığı anlamamız için ışık boyutuna ışık olarak geçmeliyiz..
Işık boyutuna geçmemiz içinde ışığın içinden gelen madde boyutunu anlamalıyız…
Madde gemisine binmeliyiz, oradan ışık gemisine geçmeliyiz
Evet zihinlerin anlayamayacağı kadar güzel bilgiler..
Ulvî Âlem-den bir yıldırım çıkıyor adına NUR diyoruz..
Nur’un içinden bir ışık formu geliyor…
O ışığın içinde hayat formu var..
Yani ışığın içinde ışığın taşıdığı madde formu var…
Her birinin içinden âdeta yıldırımlar çakarak formlar açığa çıkıyor..
Adeta bu durum bize; gökyüzü-bulutlar-yıldırımlar- yağmur olarak gösteriliyor
Gökyüzü; Hiçlik boyutu
Beyaz bulutlar; Nur boyutu
Koyu bulutlar; Ruh boyutu
Yıldırımlar; Işık boyutu
Yağmurlar; Varlık boyutu…
İşte, Ulvî Âlem-den yansıyan Nur; Enerji boyutu..
Tüm kâinat bu enerji boyutunun tezahürü…
Tezahür; zahire çıkan demektir…
Bu durum bizlere HADİD SÛRESİ 3. ayette sunuluyor
3- Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın ve huve bi kulli şeyin alîm
ZAHİR boyutu:
Yani bu kâinat; Ulvî Âlem-den gelen tezahür boyutu…
Yani, Allah diye isimlendirilen kâinatın mutlak sahibinin Zahire çıkması…
Bu boyut; Nur-dan Enerji-ye, Enerji-den Madde boyutuna çıkan bir boyut…
İşte tüm kâinat; Işığın, ki içinde sonsuz bir boyut olan o ışıktan gelen bir yansıma…
Işık içinde, 3 ayette belirtilen;
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
Yani ışık; içinde hayat taşıyan bir madde boyutu taşıyor..
Yani ışığın içinde sonsuz bir ışık boyutu…
İşte tüm kâinat; sonsuz ışık boyutunun bir tezahürü..
Her varlık, ışıktan yansıyan yoğun bir ışık formu…
Muhteşem, Muhteşem, Muhteşem..
Zihin ötesi bir şey..
Miraç denilen ULVİ YOLCULUĞUN bedensiz, yani IŞIK boyutu yolculuğu…
Evet şu kıt aklımızla anlıyoruz ki;
Hepimiz ışık kümeleriyiz..
Hepimiz ışığın madde boyutuyuz…
Her varlık aynı ışıktan yansıyan farklı gibi görünen formlar…
Işık yoğunlaştı ten olarak göründü..
İşte bu Kâinat;
Hiçlik-ten-Nur-a- Nur-dan-Ruh-a- Ruh-tan Işığa yani Enerjiye- Enerjiden maddeye bir boyuttur…
Yani hepimiz IŞIK TOPLARIYIZ
Her varlık IŞIK TOPLARIDIR.
Her varlık birbiriyle kardeştir..
Her varlık ışığın sonsuz tezahürüdür..
İşte bu Kâinat; ışıktan maddeye maddeden ışığa dönüşen bir Âlemdir…
İşte Resûl-Nebi dediğimiz o güzel insanlar; Varoluşu incelemişler, düşünmüşler ve ulaştıkları hakikatleri kelimelere dökmüşler.
Varlığın yaratılış yasalarına: DİN
İşleyiş yasalarına: SÜNNET
Tüm Kâinata: KUR’ÂN
Sonsuz olan Kâinatın sahibine: EL LAH- ALLAH demişler….
Tabi bu hakikatleri ışık boyutunda incelemişler…
Madde boyutunda kalan birinin, NUR-RUH-IŞIK-boyunuta ait bilgileri sunabilir mi düşünmek gerekir….
Allah’ın sonsuz olan ilmi, o ilimle aşkla ilgilenen kişilere sonsuz bilgiler sunar…
O kişi ister madde boyutunu yani fizik- kimya- biyoloji boyutunu incelesin, ister Ulvî boyutu….
İşte, TÂRIK SÛRESİ bizlere bu muhteşem bilgilere nasıl yolculuk yapacağımızı bildiriyor….
Madde boyutunda kalıp menfaat peşinde olanların otomatik kötülükler üreteceğini ve kötülüklerde kalanların da bu hakikatleri bilemeyip aldanacaklarını bize bildiriyor…
TÂRIK SÛRESİ
1- Ulvî Âlem ve ondan yansıyan nura.
2- İdrak ettin mi o güçlü nurun ne olduğunu?
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
4- Bütün nefisler onunla korunur.
5- İnsan, yaratılışının inceliklerini değerlendirmek üzere baksın.
6- Dökülen bir meniyle birleşen yumurtadan yaratıldı.
7- Sağlam kemikler arasından dışarı çıktı.
8- Muhakkak ki o aslı olan kudret sahibine dönecek.
9- İnsanın bilemediği hakikatler tüm varlıktan her an sergilenir.
10- Onun kendine ait bir gücü yoktur ve üstünlüğü de yoktur.
11- Kendi özü Ulvî Âlem’e döner.
12- Topraktan gelen bedeni toprağa gider.
13- Doğrusu bu elbette daha önceden verilmiş bir hükümdür.
14- Bunlar anlamsız sözler değildir.
15- 16- Doğrusu çeşitli kötülüklerde kalanlar kendilerini aldattılar ve sonlarını bilemeyip aldandılar.
17- Öyle ki yine de hakikatleri görmemezlikten gelip örtenlerin, hakikatleri anlamaları için az da olsa zamanları vardır.
Ne diyelim…
İNŞALLAH, BİR AN BİLE MADDE BOYUTUNDA KALANLARDAN, KÖTÜLÜK ÜRETENLERDEN OLMAYALIM…