KUANTUM VE KUANTUM ENERJİSİ NEDİR?
Kâinat nasıl var oldu?
Madde âlemi nasıl açığa çıkıp şekillendi?
Madde âleminin geldiği âlem nedir?
Kuantum: Molekülleri, molekülleri meydana getiren atomları, atomları meydana getiren atom altı parçacıklarını ve bunların her birinin içindeki ya da birleştiklerinde, yaydığı enerjiyi ve enerjinin etkilerini ve o enerjinin meydana getirdiği yapıları ve o yapının davranışlarını inceleyen alandır.
“Kuantum” kelimesi Latinceden gelir ve “Miktar” anlamındadır.
Ra’d Sûresi 8: …….kullu şeyin indehu bi mıkdâr…..O’nun katından bütün her şey bir ölçü iledir.
“Miktar-Mikdâr” kelimesi de, “Kader” kelimesinden gelir.
Kader: Ölçü, kısım, parça, bölük, değer, derece, nicelik, küçük oranlar gibi anlamlara gelir.
Yani “Kuantum” kelimesi “Kader” kelimesi aynı anlamı içeriyor.
Târık Sûresi:
1- Ulvî Âlem ve ondan yansıyan nura.
2- İdrak ettin mi o güçlü nurun ne olduğunu?
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
4- Bütün nefisler onunla korunur.
5- İnsan, yaratılışının inceliklerini değerlendirmek üzere baksın.
Kuantum alanını anlatmak mümkün değildir.
Kuantum alanını anlatmaya kalkmak, okyanustan bir damlayı anlatmak gibi olsa gerek.
Kuantum kelimesi ile Kader kelimesi aynı anlama gelir.
Kader; tüm varlığın ya da bir varlığın bedenlenmeden önceki bir özde bulunan o varlığa ait olan tüm özeliklerinin ölçüleridir.
Kaderi şöyle anlatmaya çalışalım.
Bir incir tohumu düşünelim.
O incir tohumun içinde, incir ağacına ait olan filizden, daldan, yapraktan meyveye kadar tüm özellikler, miktarları ile birlikte bir ölçü ile yazılıdır.
Ki burada ki miktar, dal sayısı, yaprak sayısı, meyve sayısı dahil her şeydir.
İşte bu ölçünün adına “Kader” denir.
İnsanı düşünelim.
İnsan sperm ile yumurtanın birleşmesiyle oluşan yeni bir hücreden çoğalıp gelişerek bedenlenir ve o hücrenin içinde ne kader özellik varsa, insanın beden yapısında o açığa çıkar.
Yani Özün açığa çıkması.
Yani enfûstan afâka çıkış.
İşte bu kâinat ve kâinattaki her varlık;
Târık Sûresindeki:
1- Ulvî Âlem ve ondan yansıyan nura.
Ayetinin belirttiği gibi, Ulvî bir Âlemden yansıyan bir kıvılcımdan yani filizden var olup şekillenmektedir.
Bu kâinat; ışığın ve ışığın içindeki hayat taşıyan yapının yani madde dediğimiz yükün açığa çıkmış yapısıdır.
Madde dediğimiz âlem de aslında, enerjinin kesafet boyutudur, yani yoğunlaşmış boyutudur.
Madde âlemi ve mânâ âlemi birbirinden ayrı değildir.
2- İdrak ettin mi o güçlü nurun ne olduğunu?
Ayetinde ise bizlere “Kuantum” alanının geldiği alanı idrak etmemiz öğütlenir.
3- Sonsuzluğa akıp giden içinde hayat taşıyan o ışığı.
Ayetinde ise, “Kuantum” alanı dediğimiz alan ve kâinat, ışıktan ve ışığın içinde taşıdığı madde âleminden geldiği belirtilir.
4- Bütün nefisler onunla korunur.
Bütün nefisler yani bütün bedenler o ışıktan açığa çıkar ve o ışıkla korunur.
5- İnsan, yaratılışının inceliklerini değerlendirmek üzere baksın.
İşte bu ayetde ise, insan olarak yaratılmış olmamızın hikmeti sunulur.
Kendinin ve varlığın yaratılışını anlamak üzere düşünsün, araştırsın ve yaratılış hikmetine ulaşsın ve yaşamını ona göre düzenlesin.
İşte bu Kâinat bir enerji akışıyla, dalgalanmasıyla oluşmakta ve sürüp gitmektedir.
İşte bu madde âlemi, enerji âleminden açığa çıkan bir yansımadır.
Atomların içinden dalgalar halinde açığa çıkan enerji ile, varlık şekillenmiş ve bedenlenmiştir.
Bir atomdan gelen enerji ile, diğer atomdan gelen enerji birleşmiş, birleşik atomlar oluşmuş yani elementler oluşmuş,
Bu birleşimden yayılan enerji ile elementler birleşip, moleküller oluşmuş,
Moleküllerden yayılan enerji ile moleküller birleşip hücreler oluşmuş,
Hücrelerden yayılan enerji ile hücreler birleşip dokular oluşmuş
Dokulardan yayılan enerji ile dokular birleşip organlar oluşmuş
Organlardan yayılan enerji ile organlar birleşmiş, bedenler oluşmuştur.
Bedenler de her an enerji yaymaktadır ve çevresine etki etmektedir.
Her bir yapının hem kendine özgü, hem de hep birlikte ortak bir enerji alanı ve yaydığı enerji vardır.
İnsanın bedeni; Toprak beden, Nefs beden, Ruh beden, Nur bedenden oluşan bir âlemdir.
İnsanın; Toprak beden, Nefs beden, Ruh beden, Nur bedenin birleşimiyle oluşan yapının kendine özgü ve her birinin kendine özgü enerji alanları vardır.
İnsanın Toprak bedeni de, kendi içinde; Hava, Ateş, Su, Toprak bedenlerinden oluşur.
Hava, Ateş, Su, Toprak bedenleri de, kendi içinde sonsuz derecelerden oluşur.
Nefs bedeni de; Zikr-Ses, Fiil, Sıfat, Vücud tecellilerinden oluşur.
Ve onlar da kendi içinde sonsuz boyutlardan oluşur.
Ruh ve Nur bedenlerinin de kendi içlerinde Ulvî boyutlar vardır.
Ruhun; atomda, toprakta, bitkide, hayvanda, insanda Ulvî boyutları vardır.
Nurun her varlıkta Nurî boyutları vardır.
Ve bunların her birinin ve derecelerinin kendi içinde sonsuz enerji boyutları vardır.
Kişinin bu enerji alanları, her türlü olumlu olumsuz düşünce, yaptığı iyilikler kötülükler, korku, öfke, hiddet, gurur, kibir, inanç, gibi duygularla farklı dalgalar yayar ve bu dalgalar hem kendini hem de çevresindeki her kişiyi ve varlığı etkiler.
Nasıl ki atomların içinde, “Negatif” ve “Pozitif” yükler varsa.
Her varlığın içinde bu sistem vardır.
Eğer insan bu enerjiyi anlamayı başarabilirse, yaratılış inceliklerini anlayacaktır.
Görünen ve görünmeyen âlem birbirinden ayrı değildir.
Görünmeyen âlem; Ulvi Âlem yani Ruh-Nur-Hiçlik boyutu…
Görünen âlem; beşeri boyutu yani fiziksel, kimyasal, biyolojik, bedenler boyutu.
İşte görünen âlem, yani varlık boyutu, ışık ve ışığın içindeki hayat taşıyan yapıdan şekillenmektedir.
Ulvî Âlem’den bir yıldırım çıkıyor adına “Nur” diyoruz..
Nur’un içinden bir ışık formu ve o ışığın içinde hayat formu var. işte bu boyuta” Kuantum” diyoruz.
Oradan yayılan enerjiye de “Kuantum Enerjisi” diyoruz.
Kişi, kötü düşünce ve eylemlerle ya da iyi düşünce ve iyi hallerle, kendi bedeninde nasıl bir Kuantum enerjisi oluşturduğunu çok iyi düşünmelidir.
Kişinin içinde huzur bulduğu hislerle, huzursuz, panik, stresli olduğu hisler, kişinin kendi yaptığı şeylerin karşılığıdır.
Cennet, Cehennem sırrı da bu alanda olabilir mi?
Kişi ve varlığın tüm sistemleri, yaşamları öncesi ve sonrasıyla, atomik boyutta kaydedilir ve aktarılır.
Evet şu kıt aklımızla anlıyoruz ki;
Hepimiz ışık kümeleriyiz..
Hepimiz ışığın madde boyutuyuz…
Her varlık, aynı ışıktan yansıyan farklı gibi görünen formlardır.
İşte bu Kâinat;
Hiçlikten Nura, Nurdan Ruha, Ruhtan Işığa yani Enerjiye, Enerjiden maddeye bir boyuttur.
Yani hepimiz “Işığın çocuklarıyız”
İşte Resûl-Nebî dediğimiz o yüksek beyinler;
Varoluşu incelemişler, düşünmüşler, şahit olmuşlar ve ulaştıkları hakikatleri kelimelere dökmüşlerdir.
Görünemeyen Âleme: Ulvî Âlem, yani Mânâ Âlemi.
Görünen Âleme: Beşeri Âlem, Madde Âlemi.
Varlığın yaratılış yasalarına: Din
İşleyiş yasalarına: Sünnet
Tüm Kâinata: Canlı kitap yani Kur’ân
Her bir varlığın ve tüm varlığın açığa çıkma ölçüsünün tüm inceliklerine: Kader, bugün Kuantum deniyor.
Kâinatın sonsuz gücüne ve sahibine: Hu El, El Hu, Allah demişler.
Evet bizler her birimiz “Kuantum âlemiyiz”
Enerji ile oluştuk ve enerji yaymaktayız.
Peki, atomdan elemente, elementten moleküle, molekülden hücreye, hücreden dokuya, dokudan organa, organdan bedene kadar, enerji dalgalarıyla yeni bir yapı oluşmuşsa,
İnsandan yayılan enerji dalgalarıyla oluşan yapı ne olabilir?