KADİR GECESİ DİYE BİLİNEN GECEDEN MURAD NEDİR?
El Leyl nedir? El Kadr nedir?
Kur’ân Ramazanın 27. gecesi olan Kadr gecesinde Hazreti Muhammed’e indiyse, Hazreti Muhammed bu geceye kadar hangi itikat üzere hareket etti?
Bu gecede tüm günahlardan kurtulmak diye bir şey var mıdır?
Bin aydan yani bir ömürden daha hayırlı diye aktarılan bilgi doğru mudur?
Bu gecenin bir ömürden daha hayırlı olmasındaki hikmet nedir?
Kur’ân’ı incelediğimizde Kadr Sûresi diye bilinen bir sure vardır.
Peki bu Sûre bize nasıl bir mesaj verir
Kadr Sûresi: İnnâ enzelnâ hu fî leyletil kadr ve mâ edrâke mâ leyletul kadr, Leyletul kadri hayrun min elfi şehr, tenezzelul melâiketu ver rûhu fîy hâ bi izni rabbihim min kulli emrin, Selâmun hiye hattâ matlaıl fecr
1- Cehaletin karanlığından kurtulup, tüm varlığı tutan Kudret’i anlamanız için o hakikatleri sunduk.
2- Sen, cehaletin karanlığından kurtulmanın ne olduğunu, tüm varlığı tutan Kudret’i bilmezdin.
3- Hayırlı olan; cehaletin karanlığından kurtulup, tüm varlığı tutan Kudret’i anlamak, açığa çıkan tüm varlığın geldiği Öz’ü anlamaktır.
4- Her varlıktaki güç ve Ruh O’ndan gelir. Her varlığı vücudlandırmada yetkili olan O’dur, tüm varlıktaki işleyiş O’dur.
5- O’nu anlamak selamet bulmaktır, aydınlığa ulaşmaktır.
Kadr Sûresini samimiyetle incelediğimizde, bu sûrede kişinin cehalet karanlığından kurtulmasının ve tüm varlığı tutan Kudreti yani Allah’ı idrak etmesinin inceliği vardır.
Allah’ı anlamakla selamete ulaşmanın yani İslam olmanın yani huzura kavuşmanın inceliği vardır.
El Leyl ve El Kadr kelimelerini incelersek:
Leyl: Gece, karanlık, gaflet, cehaletin karanlığı,
El Kadr: Kudret, takdir, güç, itibar, değer, kıymetli olan, kuvvetli olan, her şeye gücü yeten, her varlıkta muktedir olan,
Allah’ı bilmeyen kişinin yaşadığı hâl, Leyl hâlidir.
Leyl hâlinde yaşayan kişi; cehaletin karanlığında yaşayan kişidir.
Cehaletin karanlığında yaşayan kişi de, varoluş ve varedeni yani Allah’ı bilmeyen kişidir.
Gece dediğimiz şey, aslında Dünyanın kendi gölgesidir.
Dünya güneş etrafında ve kendi etrafında döner.
Dünya kendi etrafında dönerken, güneşin diğer tarafta olmasıyla oluşan gölgeye biz gece deriz. Aslında bu durum dünyanın kendi gölgesidir.
İşte kişinin gölgesi de kendi varlığını görüp Hakkın varlığını görememesidir. Yani kendi gafletidir.
İşte bir kişi de olan Leyl hâli, kişinin cehaletin karanlığında olma hâlidir.
Böyle hâlde olan kişi, kendi bedenini kendine nisbet eder ve bedenin asıl sahibini bilemez.
İşte kişi kendi varlığının gölgesinde kalması yani varlığını kendine nisbet etmesi kişinin Leyl hâlidir.
Peki kişi Lely hâlinden nasıl kurtulur.
Kur’ân bu kurtuluşu Kadr Sûresi’nde bizlere muhteşem bir şekilde açıklıyor.
Kişinin gönlünün cehaletten temizlenmeye başlaması ve aydınlığına kavuşması, ancak ve ancak tüm kâinatı tutan Kudret sahibi Allah’ı idrak etmesiyledir.
İşte kişinin Leyl halinden kurtulması El Kadr-dir.
İlk ayette belirtildiği gibi, tüm varlık kitabından sunulan hakikatleri anlayan kişi cehaletin karanlığından kurtulur.
Leyl hâlinden kurtulmanın yolu, insanın kendi vücut kitabını ve kâinat kitabını “Oku”masıyla başlar.
Kendini okumaya başlayan kişi, hakikatlerle tanışır.
İşte kendini ve varlığı okumaya başlayan kişinin Kadr gecesi başlamıştır.
Cehaletin karanlığından hakikatin aydınlığına çıkmanın tek yolu, insanın beden kitabını ve varlık kitabını okuması ve sonuçta, varoluş ve varedeni anlamasıdır.
Yunus’un dediği gibi;
Dördüncüsü hakikat ere eksik bakmaya,
Bayram ola gündüzü, kadr ola gecesi.
İşte her kim kendi cehalet karanlığından Hakkı idrak etmeye başlamıştır, o kişinin Kadr gecesi başlamıştır.
Hakikati anlayan kişi, cehaletin karanlığından tüm varlıktaki
Kudret sahibi anlamanın aydınlığına ulaşmıştır.
Bayramda kavuşmaktır, yani Hakk ile Hakk olmaktır.
Damlanın Deryadan ayrı olmadığını zevk etmektir.
İşte Kadr Gecesi; cehaletin karanlığından kurtulmanın ve tüm kâinattaki tek kudret olan Allah hakikatinin aydınlığına ulaşmanın zamanıdır.
Kur’ân’ın Hazreti Muhammed’e bu gecede indirilmeye başlandığına inanılır.
Müslümanlar tarafından, Ramazan ayının 27. gecesi Kadir gecesi diye kutlanır.
Tarihi olarak incelediğimizde Hazreti Muhammed’den önce de Ramazan ayında 30 gün oruç tutulduğuna, kutsal günler ve gecelerin kutlandığına rastlıyoruz.
Bugün de Müslüman dünyasında kandil geceleri diye bilinen geceler kutlanır ve Allah’a dualar edilir, yapılan günahlardan tevbe edilir, ibadetler edilir.
Bu geceler; Mevlid, Regâib, Mirâc, Berât ve Kadir Gecesidir.
İnsanların bazı geceleri kutsal görüp Allah’a dua etmelerinde, tevbe etmelerinde, ibadet etmelerinde elbette hiçbir sakınca yoktur.
Yeter ki yapılan hatalar fark edilsin, bir daha yapmamak için Allah’a tevbe edilsin ve o hataya bir daha dönülmesin.
Yani böyle geceleri bir ömre yaymak daha güzeldir.
Böyle geceler yoktur diyerek tartışılmaya girilmiştir.
Ne kadar tartışılırsa tartışılsın insanlar bu geceleri kutsal bilmişlerdir.
Ve böyle geceleri dualarla, tevbelerle ve ibadetlerle geçirmişlerdir.
Bir gece de olsa insanların içkiden, kumardan, zinadan, kötülük yapmaktan, dedikodu yapmaktan uzak durması güzeldir.
Ama asıl olan o gecelerdeki samimiyetimizi bir ömre yaymaktır.
İnsanlar böyle geceleri kutsal bilirler.
Böyle gecelerde Allah’a; kendileri, çocukları, vatanı, askeri için, sevdikleri için dua ederler.
Günahlarından tevbe ederler, Kur’ân okurlar, ibadet ederler.
Kutsal geceler diye bilinen geceler, insanlık tarafından her zaman kutlanmıştır.
Her toplum kendi kültürüne, kendi inandıkları şeylere göre dualar etmiştir.
Bu her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Yeter ki insanlar böyle geceleri bir ömre yaysınlar ve böyle gecelerde ettikleri tevbelere uysunlar ve samimiyet içinde olsunlar.
Allah’ı hatırlayıp onun sevgisini hissetmenin hiç bir mahsuru yoktur.
Yeter ki O’nun sevgisini hep içimizde hissedelim ve iyi insan olalım.
Allah’ın bizden istediği Salih amelde olmamız, yani iyi insan olarak yaşamamızdır.
Yeter ki her gecemizi Kadr gecesi bilelim, Allah’ı hiç unutmadan yaşayalım
Hangi gece olursa olsun Allah’ı hatırlamak ve O’nun sevgisini hissetmek güzeldir.
Allah’ı unutmadan yaşayan kişi, kimseye kıl kadar zarar veremez.
İşte Kadr gecesi dediğimiz gece;
Kişinin Allah’ı layıkıyla idrak etmeye başladığı gecedir.
Kişinin gönlündeki cehalet kirliliğinin temizlenmeye başladığı gecedir.
Cehalet karanlığından geçip Allah’ı tanımaya başladığı andır.
Tüm kainatı tutan tek kudret olan Allah hakikatini anlamaya başladığı gecedir.
Evet, kişinin Allah’ı idrak ettiği bir an, gaflet içinde yaşanan bir ömürden daha kıymetlidir.
Allah layıkıyla anlamayı ve uymayı nasip etsin…