BEYTÜ’L-MA’MÛR NEDİR?

 

Kur’ân’ı kerimde Beytül Ma’mûr geçer mi?

 

Mü’minin gönlüne Beytül Ma’mûr diyebilir miyiz?

 

Tûr Suresi 4: Vel beytil mamûr.

Meâli: Tüm sıfatlarla donatılmış o vücud evine.

 

Beyt: Ev, Oda, Hane demektir,

Kişinin evi kendi vücududur.

 

Ma’mûr: İmar edilmiş, düzenlenmiş, şekillendirilmiş, donatılmış, inşa edilmiş gibi anlamlara gelir.

 

Beyt-i Ma’mûr ise: İmar edilmiş ev, düzenlenmiş ev, inşa edilmiş ev, şekillendirilmiş ev gibi anlamlara gelir.

 

İnsan vücudu en güzel bir şekilde inşa edilmiş yani düzenlenmiş bir evdir.

Tüm kâinat ta öyledir.

 

Evet, insan vücuduna da, tüm kâinata da Beyt-i Ma’mûr dersek sanırım hata etmemiş oluruz.

Çünkü insan vücudunu da tüm kâinatı da Allah imar etmiştir.

 

Allah insan vücudunu kendine ait olan sıfatlarla en güzel bir şekilde inşa etmiştir, yani düzenlemiştir, yani imar etmiştir.

 

Evet, insanın beşeri ve enfûsî vücudu Beytül Ma’mûr’dur.

Yani Allah tarafından yapılmış evdir.

 

Ve o evin içinde Allah gizlidir.

Kâf Sûresi 16. ayette bu hakikat çok güzel bir şekilde açıklanmıştır.

 

Kaf Sûresi 16……ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi..

Meâli:…..Biz ona şah damarından yakınız.

 

Peki Kâmil kişiler, Mü’minin gönlüne neden Beytül Ma’mûr demişlerdir.

 

Niyaz-i Mısrî bunu şöyle dile getirmiş.

 

“Sür çıkar ağyarı kalpten ta tecelli ide Hak

Padişah konmaz saraya hane mamur olmadan.”

 

Şemsettin Sivasi’de benzer bir şekilde dile getirmiştir.

 

“Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hakk

Pâdişâh konmaz saraya, hâne mamûr olmadan”

 

Nasıl ki insan vücudunu Allah imar etmişse, insan da kendi gönlünü imar etmelidir.

Yani temizlemelidir. Hak’tan gayrı bir düşünceye, hissiyata, amele, gayrete, sevgiye yer vermemelidir.

 

İnsanın gönlü; her türlü ego ile, dedikoduyla, kavgayla, çıkarla, şan-şöhret peşine düşmekle, yaradılanı küçük görmekle, zarar vermekle, hakk yemekle kirlenir.

 

Kirlenen insan gönlü temizlenmeden Allah düşüncesi, hissiyatı, sevgisi o gönülde tecelli etmez.

 

İnsanın gönlü temizlenmeden, dili de, hâli de, gayreti de, amacı da, ameli de temiz olamaz.

 

İnsan gönlü kirliyse, dili de, hâli de, yaşantısı da hep çevresine zarar vermekle geçer.

Gönlü kirli olan, Sırat-i Müstakim üzere olamaz.

 

İşte kişi o kirli gönlü temizlemeden, o gönül Beytül Ma’mûr olamaz.

 

Mü’min dediğimiz Kâmil insanlar gönüllerini Beytül Ma’mûr eylemişlerdir.

Yani gönüllerini imar etmişlerdir, yani temizlemişler Hakka ev eylemişlerdir.

 

Gönlünü Hakka ev eyleyen kişi; Hakk-tan gayrısını düşünmez, ne yaparsan yapsın rıza-yı ilâhiye-ye göre yapar.

 

İşte Kâmil insanın gönlü, Beytül Ma’mûr-dur.

 

O gönül; Beytullah-tır. Meleklerin Kâbe’sidir. Allah aşkının tecelli ettiği yerdir.

 

Yani Mü’min’in gönlü Melekleşmiştir.

 

Nasıl ki Allah, insan bedenini ve tüm kâinatı Beytül Ma’mûr eylemiştir, insan da gönlünü Beytül Ma’mûr eylemelidir.

 

Gönlünü Beytül Ma’mûr eyleyen kişi Salih kişidir.

Yani iyi insandır.

Yani hep iyilik üzere olan, hiç aklına kötülük bile getirmeyen insandır.

 

Kur’ân başından sonuna kadar bizlere Salih insan olmayı tavsiye eder.

Gönlünü Hakk-a ev eyleyenin gönlüne Hakk-tan başka bir şey gelmez.

 

İnşallah gönlümüzü Beytül Ma’mûr eyleyenlerden oluruz.