NEFS NEDİR?

 

Nefs nedir?

Nefs nedir, Hevâ nedir?

Nefsimizi bize, hep düşman olarak öğrettiler.

Nefsimizi; hep kötülüğün kaynağı, hep kötülüğü emreder diye öğrettiler.

Oysa Kur’ân’da nefs, başka bir anlamda karşımıza çıkıyor.
Hepimizin tek nefisten yaratıldığı bildiriliyor.

Nisâ Sûresi 1:…..”halakakum min nefsin vâhidetin…..”sizi tek nefsten halk ettim”……

Nefs kötülüğün kaynağıdır diyenler, Yûsuf Sûresi 53. ayeti delil gösterdiler.

Yûsuf Sûresi 53:

” Ve mâ uberriu nefsî innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî inne rabbî gafûrun rahîm ”

Diyanet: Nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.

Tevhîd-i Kur’ân: Ben kendimi temize çıkaramam. Doğrusu bir kişi, elbette kendi isteklerinin zorbalığında olduğunda bir kötülük içinde olur. Ancak Rabbinin merhametini anlayanlar başka. Muhakkak ki Rabbim mağfiret edendir, tüm varlığı özünden varedendir.

Nefsine hakim olmak diye bizlere öğretilen; hiddet öfke, şehvet, hırs gibi duyguların kontrol edilmesiydi.

Kur’ân ve Hazreti Muhammed’in öğretilerinde ise “Men arafe nefsehu” yani nefsine arif olmak vardır. Yani kendini bilmek.

Kur’ân’ı incelediğimizde:

Nefs; maya, cevher, asıl, hayat, kişi, kişinin bedeni, kişinin öz varlığı, bir şeyin ta kendisi gibi anlamlara geliyor.

Nefs, enfüs, nüfûs, nefes, nefâis, enfes, aynı kökten gelen kelimelerdir.

Hazreti Muhammed’e biri gelip soruyor:
Ya Muhammed! Allah nedir, ben onu nasıl bilirim.
Hazreti Muhammed’de diyor ki: “Men arafe nefsehu” “nefsini bil” yani ” kendini bil”

Anlıyoruz ki nefs; kişinin öz varlığıdır. Yani kendisidir.

Kişi nefsini bildiğinde, yani kendi öz varlığını bildiğinde Rabb’ini de biliyor.

Kişinin öz varlığı ilâhî sisteme ait olan tüm hakikatleri barındırıyor.

Nefsi, bir tohum olarak bir öz olarak düşünelim.
İşte o tohumdan, yani o nefsten çıkan sistem tüm varlıktır.

İşte cümle varlık, hepimiz; Nisâ Sûresi 1:…..”halakakum min nefsin vâhidetin…..”sizi tek nefsten halk ettim”…… ayetinde belirtildiği gibi tek nefsten var olduk.

Nefs; rûhun ten elbisesi giymiş boyutudur.
Nefs; kişinin öz varlığıdır.
Nefs, tüm tecellilerin kaynağıdır.
Nefs,üflenen rûh sırrıdır.
Nefs, bizzat Hakk’ın kendisidir.

Hepimiz aynı rûh’tan üflenmekle şekillenen varlıklarız.
“nefahtu fîhi min rûhî”

İşte nefs; Allah’ın ruhundan üflenmekle oluşan bir özdür, bir mayadır.
Hepimiz bu mayadan şekillendik.

Anlıyoruz ki nefs; kötülüklerin kaynağı değil, kişinin beden boyutunda olan öz varlığıdır.
Yani nefs kişinin kendisidir.
Kişi iç alemiyle dış alemiyle bizzat nefs’tir.

İşte hepimiz tek nefsten yani tek kaynaktan yaratıldık, o kaynakta rûhun mayalanmış boyutu olan bir özdür.

Oysa kötülüklerin kaynağı;
Kişide ki hevâdır,
Bâtıl bilgilerdir,
Aileden gelen öğretilerdir, hallerdir, eğitimdir.

İşte nefs; kötülüğün kaynağı değil, var oluşumuzun kaynağıdır..

Nefsini bil denmesinden maksat, kendini bil, yani kendi öz varlığını bil demektir.

Kendini bil denmesi; kişinin aradığı hakikatlerin kendinde olduğunun bildirilmesidir.

Kişinin bedeni, yani nefsi, tüm ilâhî sırları barındıran canlı bir kitaptır.
Her varlık, ilâhî sırları barındıran canlı bir kitaptır.
Kişi, kâinatın sırlarına ulaşmak istiyorsa, kendi nefsini yani bedenini iyi okumalıdır

Kur’ân “Oku” ile başlar.
Yani “nefsini oku”, yani “kendini bil”

Nefsine dönen kişi, yani kendi öz varlığına dönen kişi, kendi enfûsî boyutuna bakar ve kendi enfûsî boyutunda bir idrak yolculuğu yapar.
Vücud nasıl işliyordur, nitelikleri nasıldır, beşer boyutu, rûh boyutu, nûr boyutu nedir bu hakikatlerin hepsini kendi nefsinde yani kendi öz vücudunda idrak etmeye başlar.

Bizlere nefsin mertebeleri;

Nefs-i Emmâre
Nefs-i Levvâme
Nefs-i Mülheme
Nefs-i Mutmainne
Nefs-i Radiye
Nefs-i Mardiyye
Nefs-i Safiye.

Diye öğretilen nefsin mertebeleri değil, kişinin kendini yani nefsini anlamadaki geçirdiği mertebelerdir.

Yani:
Kişinin;
Emmare mertebesinde olması
Levvame mertebesinde olması
Mülhime mertebesinde olması
Mütmain ” ”
…..
…..
Nefsini bilen Rabb’ini bilir.

Rabb’ini bilen cümle varlığı tutanı bilir.

İşte Nefs:

Kişinin öz varlığıdır. Rûh, Nûr, tecelli, ten boyutuyla bizzat vücududur.
Kişinin var olduğu öz cevherdir.
Tenin rûh elbisesi giymiş boyudur.
Bizzat Hakk’ın zâhire çıkmış boyutudur.