MÛ’CİZE KERÂMET
Birini havada uçuyor görsen, birini suda yürüyor görsen, itibar etme
Sıkıntısı olan birine koş;
Onun sıkıntısını çöz.
Onu doyur.
Ona iş sağla.
Onun ihtiyacını gider.
Onun yüzünü gülümset.
Onun gönlüne umut koy.
Onun gönlünden karamsarlığı al.
İşte bil ki en büyük mû’cize, kerâmet budur.
Mû’cize mi istiyorsun?
Kerâmet mi bekliyorsun?
Sırlara kapı mı açmak istiyorsun?
İlâhî aşkla tanış, o aşkı gönlünde hisset.
Bil ki aşk, tüm mû’cizelerin kapısını açar.
Bil ki aşk, kerâmetler şehrine kapı açar.
İlâhî aşk, kerim olan Allah’ın ikramları olan kerametleri bir bir getirir.
Mû’cize mi istiyorsun?
Kerâmet mi bekliyorsun?
Temizlen, arın, dünya denen ten esaretinden kurtul.
Dilini tut, gönlünü temizle ve bekle.
Arınırsan mû’cizeler şehrine iletileceksin
İlâhî aşk elbisesi giydirildiğinde, kerâmetlere bir bir şâhit olacaksın.
Aşk, gönlü temiz olana hissettirilir.
Aşk, gönlü temiz olana giydirilir.
İlâhî aşk elbisesi giydirildiğinde;
Işık ile ışık olacaksın.
Işığın varlığa dönüşünü seyredeceksin.
Tüm tecellileri bir bir seyredeceksin.
Rûh denen sırra ereceksin.
Rûh’un yazılımına şahit olacaksın.
Nûr’dan rûh’a olan akışı seyredeceksin.
İlâhî aşk elbisesi giydirildiğinde;
Varlıktaki sonsuz mû’cizelere şahit olacaksın.
Her varlıktaki kerâmetlere şahit olacaksın.
Mû’cizelerin kerâmetlerin sahibini bileceksin.
Her varlıktaki sonsuz ikrâma şahit olacaksın.
Her varlığın işleyiş mû’cizesine şahit olacaksın.
Her varlıktan akan sırlara şahit olacaksın.
Mû’cize mi istiyorsun?
Kerâmet mi bekliyorsun?
Aşk’ın büyük bir mû’cize olduğunu hissedeceksin.
Aşk’ın kerâmetlere kapı olduğunu anlayacaksın.
Aşkla var olan bu alem, aşkla tutulmakta, aşkla sürüp gitmektedir.
Aşk ölü kalpleri diriltir.
Aşk bakışları değiştirir.
Aşk davranışları değiştirir.
Aşkın mû’cizesi, ne mû’cizelere kapı açar.
Aşkın mû’cizesi, ne kerâmetler sunar.
Muhammed makamının hissidir aşk.
Muhammed makamının sırrıdır mû’cize
Muhammed makamının hissidir kerâmet.
Aşk ehlinden sadır olur, mü’cizeler.
Aşk ehlinden sadır olur kerâmetler.
İlâhî sistemi saran aşk, sahib-i aşk değil midir?
Sahib-i aşk olan, mû’cizenin kendi değil midir?
Sahib-i aşk olan, kerâmetin kendi değil midir?
Saff Sûresi 13:.. “her yerde O’nun aşkıyla hareket edin”..
Allah’ın mu’cizesi senden tecelli ettiyse, yâni sen acziyetini anladıysan, mu’cizenin kerametin O olduğunu anlayacaksın.
Aşkla bakacaksın.
Aşkla davranacaksın.
Aşkla koşacaksın.
Mû’cize mi istiyorsun?
Kerâmet mi bekliyorsun?
Dön bak cümle varlığa, her birinden ne mû’cizeler akıyor.
Her birinden ne kerâmetler, yâni ikramlar sunuluyor.
Gözünün görmesi, hücrenin çalışması, kulağının duyması, tüm bedeninin çalışması en büyük mû’cize değil mi?
Gökyüzünde duran her bir yıldızın, galaksinin durması, sürüp gitmesi, en büyük mû’cize değil mi?
Evrenin akıp gelen bir ışıktan oluşması, o ışıkla sürüp gitmesi, en büyük mû’cize değil mi?
Mû’cize mi bekliyorsun?
Kerâmet mi bekliyorsun?
Birini hava uçuyor görsen, birini suda yürüyor görsen, itibar etme.
Ben mehdiyim, ben mesih’im, ben seçilmişim diyene itibar etme.
Bak çevrende ne kadar ihtiyacı olan, sıkıntısı olan dostlar var.
İşte sen onlara mû’cize ol, işte sen onlara ikramda ol.
Sıkıntısı olan birine koş;
Onun sıkıntısını çöz.
Onu doyur.
Ona iş sağla.
Onun ihtiyacını gider.
Onun yüzünü gülümset.
Onun gönlüne umut koy.
Onun gönlünden karamsarlığı al.
Uzat elini.
Uzat gönlünü.
Gücünün yettiğince birine koş.
İhtiyacı olana koş.
Karamsarlığı umuda döndür.
Sıkıntıları çareye döndür.
Üzüntüleri sevince döndür.
İşte bil ki en büyük mû’cize kerâmet bunlardır.
İşte mû’cize mi arıyorsun, işte kerâmet mi arıyorsun.
Bir gönüle umut koymak kadar, bir gönülü sevindirmek kadar, sıkıntısı olana yardım etmek kadar güzel şey olabilir mi?