KURBAN-KURB-KURBÎYYET: YAKINLIK
Kâf Sûresi 16:…..ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi
Meâli:….. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Bakara Sûresi 214……e lâ inne nasr Allâhi karîb…
Meâli:……Yakınlığı anlamak isteyenlere Allah her zaman yardım eden değil midir?
Kurban, “Kurb” kökünden gelir, yakınlık demektir.
Kur’ân’da; Kurb, karîb, akrebu, kurban gibi kelimeler defalarca geçer.
Kurb: Yakınlık anlamındadır
Mukarreb: Yakınlaşmış anlamındadır.
Kur’ân’da “Kurb” ayeti yakınlık anlamında kullanılmıştır.
Öncelikle de Allah’a yakınlık anlamında sunulmuştur.
Yani “Kurb-Kurban” Allah’a arif olma hakikatine işaret eder.
Allah’a olan yakınlık hakikatini anlamak bir ilim üzeredir.
Kur’ân ayetiyle sabittir ki Allah bize şah damarımızdan daha yakındır.
İşte bu yakınlığı anlamak”Kurb-Kurban” kelimesiyle anlatılmak istenmiştir.
Kur’ân; İlmel yakîn, Aynel yakîn, Hakkel yakîn ayetleriyle Allah’a olan yakınlığı anlamamızı âdeta bize emretmiştir.
İnsan olarak yaratılmanın sırrı Hakka arif olmaktır. Ve çevresine yardımcı olmaktır.
Onun için kişi hep düşünmeli, kendinin ve varlığın nasıl var olduğunu anlamaya çalışmalıdır.
Yani kişi kendine nispet ettiği bedeninin asıl sahibini bilmeli.
Çünkü hiç bir insan kendi bedeninin çalışmasında tasarruf sahibi değildir, ne kalbini attırabilir, ne kanını dolaştırabilir.
Yani vücudunun işleyişi kişinin kendi kontrolünde değildir.
İşte “Kurb-Kurban”kişinin varlığının asıl sahibini bilme ona teslim olma hakikatidir.
İşte “Kurb-Kurban” Allah’a olan yakınlığı idrak etme hakikatidir.
Allah’a yakınlık kişinin varlığından geçmesidir.
Yani varlığını Allah’a kurban etmesidir ve her an bu şuurda yaşamasıdır.
Onun için Fuzuli:
“Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem îyd için
Dem be dem sâat be sâat ben senin kurbanınam”
Yani” Halk senede bir kez ibadet için hayvan keserler
ben ise her an Allah’a kurban olarak yaşarım” demiştir.
Yunus Emre’de:
“İsmail’im, Hak yoluna canımı kurban eylerim,
Çünkü bu can kurban sana, ben koç kurbanı neylerim” demiştir.
İnsanın Allah’a kurban olması yani Allah’a olan yakınlığı idrak etmesi için, tüm fena hallerini kurban etmesi gerekir.
Ve daha sonra da varlığının sahibinin Allah olduğunu bilip varlığını Allah’a kurban etmesi yani her şeyiyle Allah’a teslim olma şuuruna ulaşması ve hep bu şuurda yaşaması bizlerden istenilen şeydir.
Bu şuura ulaşan kişi, yani Allah’a kurban olan kişi:
Zerre kadar çevresine zarar veremez
Kimsenin hakkını yiyemez, malını çalamaz üstüne geçiremez
Kimsenin malına,ırzına göz dikemez
Kimse hakkında iftira atamaz,yalan söyleyemez
Allah’ın ayetlerini asla kendi çıkarına kullanamaz
Dünyanın malı, makamı, şöhreti peşinde asla olmaz
Kimsenin inancına, ibadetine, kültürüne laf edemez, küçük göremez
Kimsenin ardından konuşmaz, kimseyi küçük görmez,
Kendini asla büyük görmez, kimini övüp, kimini yermez
Her an Allah’a kurban olma şuuruyla yaşar ve hep çevresine yardımcı olur
Yani kısacası Allah’a kurban olan kişilerden zerre kadar zarar gelmez,öyle kişiler her an çevresine faydalı olan kişilerdir.
Ve her an Rıza-i İlahiye-ye uygun yaşarlar.
Allah bizleri “Kurb-Kurban” sırrına arif olanlardan eylesin.
İnşallah her an Allah’a kurban olma şuuruyla yaşayanlardan oluruz
KURBAN
Kurbanı hayvan kesmek sanma
Hayvan kesmekle aldanma
Tüm varlığın durup dururken
Hayvan kestim diye avunma
Kurban hayvan kesmek değildir
Kendi hayvaniyetinden geçmektir
Âlem içinde Âdem-i bulmak
Tüm varlığı tutan Nur’â ermektir
Nahnu Akrebu sırrıdır Kurban
Sûretten geçmek Sîrete ermek
Teni tutan Can-a varmaktır
Hakta Hakk olmaktır Kurban
Kurbîyyet sırrıdır Kurban
Varlığını Hakka teslim etmek
Tüm fenalarını kesip atmak
Herşeyinle teslim olmaktır Kurban
İnnî Karîb sırrına varmaktır
Teni tutan Can-a ârif olmaktır
Tüm Âlemin sahibine ermek
İsâ olup Mukarreb olmaktır
Tüm Canları bir Can bilmektir
Muhammed Nuruna ermektir
O nur ile Aşk deryasına ulaşmak
Her an o Aşk ile yaşamaktır